Cumhuriyet Meclisi’nde ülkedeki orman yangınlarında alınan önlemlere ilişkin yönetici ve diğer ilgililerin ihmali olup olmadığını ve gereken önlemlerin alınıp alınmadığına ilişkin araştırma komitesi kuruldu.
Cumhuriyet Meclisi Genel Kurulu’nun bugünkü toplantısında, 1995 Yılında Meydana Gelen Beşparmak Dağları Yangınından İtibaren Ülkemizdeki Orman Yangınlarında Alınan Önlemlere İlişkin Yönetici ve Diğer İlgililerin İhmali Olup Olmadığına Gereken Önlemlerin Alınıp Alınmadığına İlişkin Meclis Araştırma Komitesinin kurulmasına oybirliğiyle karar verildi.
Komite, UBP Milletvekilleri Özdemir Berova, Menteş Gündüz ve Yasemi Öztürk; CTP Milletvekilleri Erkut Şahali ve Biray Hamzaoğulları; HP Milletvekili Hasan Büyükoğlu’ndan oluşuyor.
Genel kurul daha sonra İlaç ve Eczacılık Dairesinin Deposunda Tarihi Geçmiş Tonlarca İlacın İmha Edilecek Olmasının Ana Nedenlerinin Ne Olduğu ve Bu Konuda İhmalin Olup Olmadığı İle İlgili Meclis Araştırma Komitesi’nin raporunu ele aldı.
Komite raporunu okuyan UBP Milletvekili Özdemir Berova, komitenin kuruluşuna ilişkin önergenin muhalefet tarafından verildiğine işaret ederek, önergenin 200 milyon TL’lik bir israf ve suiistimaller olduğunu içerdiğini ancak komite olarak ilaç israfı konusunda rakamsal bir veriye ulaşamadıklarını kaydetti.
Mevcut depoda bulunan ilaçların sağlıklı bir sayımının yapılmasının mümkün olmadığını dile getiren Berova, “Miktarının, hacminin ve rakamsal değerinin ne olduğunu bilmediğimiz bir ilaç yığılması vardır” dedi.
Berova, şu anda depoda bulunan ilaçlarla ilgili tespit yapmanın mümkün olmadığına işaret ederek, bundan sonraki aşamada ise merkezi depoda bulunan ilaçların, 2010 yılında çıkarılan Çevre Yasası’na uygun olarak bertaraf edilmesi gerektiğini ve bu konuda hükümete önemli görevler düştüğünü söyledi.
İlaç Eczacılık Dairesi ihalelerine de değinen Berova, ihalelerde mükerrer alım iddiasının da araştırıldığını söyleyerek, yapılan değerlendirmede sistemsel kurgu üzerinde mükerrer alım konusunda bir bulgu olmadığını kaydetti.
Berova, Merkezi İlaç Deposu’nda şu an depolama, sağlıklı şekilde ilaçları sağlık servislerine iletme ve israfları geri alıp bertaraf etmenin mümkün olmadığını belirtti.
İlaç Eczacılık Dairesi’nin yapısının süratle iyileştirilmesi gerektiğini söyleyen Berova, otomasyon servisinin çalıştırılması ve altyapısının iyileştirilmesi gerektiğini kaydetti.
Berova, ilaç israfında dünya standartları oranına gerilemek istenirse dairenin tüm sistemi denetleyici bir sisteme getirilmesi gerektiğini belirtti.
DP Genel Başkanı Fikri Ataoğlu, bugünden sonra nasıl önlemler alınması gerektiğinin konuşulması gerektiğini kaydetti.
Ataoğlu, tehlikeli atıklarının birikmesini önlemek adına bir bütçe ayrılmadığını söyleyerek, bu aşamada tarihi geçmiş ilaçların bertaraf edilmesiyle hem net rakamın ortaya çıkabileceğini, hem de yeni ilaçların daha iyi koşullarda depolanmasının söz konusu olabileceğini kaydetti.
Evlerdeki tarihi geçmiş ilaçların da bilinçli bir şekilde bertaraf edilmesinin önemli olduğunu dile getiren Ataoğlu, komiteye katkı koyan herkese teşekkür etti.
CTP Milletvekili Sıla Usar İncirli, 2 Eylül 2019 tarihinde Sağlık Bakanı Ali Pilli’nin atıl ilaç bulduğunu söylemesiyle gündeme geldiğini ve Pilli’nin İlaç ve Eczacılık Dairesi’ndeki kurulacak sistemle ilaçların takip edileceğineeceğini söylediğini anımsattı.
Bu meselenin 2012 yılında Çevre Yasası’nın çıkmasıyla bu noktaya geldiğini o günlerde de dile getirdiklerini söyleyen İncirli, ilaçların bertaraf edilmesine yönelik öneriler de yapıldığını kaydetti.
İncirli, tarihi geçmiş ilaçların bertaraf edilememe durumu diğer taraftan da ilaç eksiklikleri yaşandığını söyleyerek, akılcı ilaç kullanım politikalarının getirilmesi gerektiğini bu noktada hekim hasta ve eczacılara görev düştüğünü ifade etti.
İncirli, ilaç israfını önleyecek şeyin akılcı ilaç kullanımı olduğunu belirtti. İlaç Eczacılık Dairesi’nin teknoloji ve iş gücü bakımından güçlendirilmesi gerektiğini söyleyen İncirli, altyapı eksikliğinin yanısıra çalışan sayısının eksik olduğunu ve otomasyon olmadığını kaydetti.
HP Milletvekili Hasan Topal, komitede çalışma yaparken “çaresizlik duygusu yaşadığını ve dehşete düştüğünü” söyledi.
Sistemsizlik içinde birikmiş bir durum olduğunu gördüklerini belirten Topal, bu yapının suistimale açık olduğunu fakat orada çalışanların iyi niyetiyle bunun meydana gelmediğini kaydetti.
“Bakkal dükkânından daha düzensiz bir yapı ki yılların verdiği bir sistemsizlikten kaynaklanıyor. Neyi kontrol edeceksiniz, neyi bulacaksınız” diyen Topal, bunları gördükten sonra devletin diğer yapılarında da bu düzensizliğin bulunup bulunmadığı sorusunu sorduğunu belirtti.
Bu noktada hasta, hekim ve çalışanlara da görev düştüğünü belirten Topal, sorunun sadece ilaç israfı değil genel israf sorunu olduğunu ifade etti.
Topal, tıbbi atıkların imhasının kendine özel prosedürü bulunduğunu, zor ve formalitesi yüksek olduğunu kaydetti.
HP Milletvekili Jale Refik Rogers, İlaç Eczacılık Dairesi’ne ilişkin sorunların yıllardan beri konuşulduğuna işaret ederek, Çevre Yasası’nda yapılan değişikliğin ardından ilaçların bertaraf edilmesinin sıkıntı yarattığını ve büyüyen sıkıntıların komite raporuyla görünür hale geldiğini söyledi.
Yapılması gerekenin yıllardır oluşmuş bu çarpık sistemin değiştirilmesi olduğunu belirten Rogers, dairenin stok takibi yapacak, otomasyon sistemi dahi bulunmadığını belirtti.
Rogers, kayıtların takip edilebilir bir durumda olmadığını, bunun da yıllar içinde bir israfa neden olduğunu kaydetti.
Dairede son yıllarda emekli olan kişilerin yerine eczacı istihdamı yapılmadığını söyleyen Rogers, İlaç ve Eczacılık Dairesi’nin etkin bir şekilde çalışması için çağdaş bir sisteme geçmesi gerektiğini belirtti.
Her alanda sağlıklı veri tutulmaması halinde geriye dönük araştırmalarla somut bir şey üretilemeyeceğini söyleyen Rogers, vaktin, bu sistemi kurmaya harcanması temennisinde bulundu.
TDP Milletvekili Hüseyin Angolemli, raporun ülkenin nasıl idare edildiğinin göstergesi olduğunu söyledi.
Angolemli, ecza deposunda kişi ve takip eksikliğinden yaşananların ortada olduğunu söyleyerek, Sayıştay’ın raporu beklenmeden komite raporunun hazırlanmasını da eleştirdi.
Altyapı eksikliğinin her alanda kendini gösterdiğini belirten Angolemli, “22 Haziran’da geçişlerin açılacağı söyleniyor, peki altyapı hazır mı?” diye sordu.
Sağlıkta altyapının çok önemli olduğuna işaret eden Angolemli, hangi alanda ne zaman ilaca ihtiyaç olduğunun bilinmediğini ve ilaç sıkıntısı yaşandığını kaydetti.
Angolemli, “Liyakata önem verilmedi, yandaşlar işe alındı. Geldiğimiz nokta ortadadır” dedi.
Rantın söz konusu olmadığına nasıl kanaat getirildiğini soran Angolemli, Sayıştay görüşü almadan raporun hazırlanmaması gerektiğini yineledi.
Bu rapor liyakata önem vermenin gerekliliğini gösterdiğini dile getiren Angolemli, sağlıkta altyapının ve diğer eksikliklerin giderilmesi gerektiğini belirtti.
YDP Genel Başkanı Erhan Arıklı, İlaç Eczacılık Dairesi’ndeki durumu ortaya çıkarmanın önemli olduğunu söyledi.
Komitenin kurulduğunu ve kısa sürede kanaatlere ulaşıldığını dile getiren Arıklı, dairede doğru dürüst kayıt tutulmadığının, otomasyon sistemi kurulmadığının görüldüğünü, ciddi personel eksikliği yaşandığını belirtti.
Arıklı, 15 eczacının emekli olduğunu, yerine takviye yapılmadığını söyledi.
Hükümetin İlaç Eczacılık Dairesi gibi bir kuruma istihdam yapmamasını anlamanın mümkün olmadığını dile getiren Arıklı, raporun sağlık sisteminin içinde bulunduğu durumun röntgeni olduğunu kaydetti.
Arıklı, raf sistemi olmadığını, deponun güvenliğini sağlayacak eleman bulunmadığını, barkod numaralarının sisteme yanlış girildiğini ve ilaç ihtiyacının sağlıklı şekilde belirlenemediğini belirterek, stoklar bilinmeden ihaleye çıkıldığını vurguladı.
İlaç alımında şaibe olup olmadığının raporda ortaya çıkmamasını eleştiren Arıklı, Sayıştay raporu beklenmeden “suiistimal yoktur” denildiğini kaydederek, bunun birilerini korumak için mi yapıldığını sordu.
Arıklı, daireye çekidüzen verilmesi temennisinde bulundu.
Sağlık Bakanı Ali Pilli, raporu hazırlayanlara teşekkür ederek başladığı konuşmasında, eksiklik ve aksaklıkların düzeltilmesi, sistemsizliğin önüne geçilmesi gerektiğini belirtti.
Pilli, otomasyonun çalıştırılması için istişareler yapıldığını, aktif bir şekilde çalışma yapıldığını ancak COVID 19 nedeniyle işlerin yavaşladığını ve çalışmalara şimdi yeniden hız verildiğini söyledi.
Personel sıkıntısı yaşandığını, hem teknik personel, hem de eczacıya ihtiyaç olduğunu belirten Pilli, salgın dolayısıyla her şeyin yavaşladığını kaydetti.
İki aylığına iki eczacı istihdam edildiğini kaydeden Pilli, ilaçların sisteme kaydedilmesi noktasında ilerleme kaydedildiğini ve çalışmaların devam ettiğini belirtti.
Sağlıkta otomasyon sistemini çalıştırma hedefinde olduklarını belirten Pilli, otomasyonun eskiye göre şu anda daha iyi noktada olduğunu ifade etti.
Sağlık Bakanı Ali Pilli’nin konuşmasının ardından, güncel konuşmalara geçildi ve ilk sözü CTP Milletvekili Fikri Toros aldı. COVID 19 salgını, turizm ve ekonomik etkileri konuşmak üzere söz alan Toros, konuşmasına, pazartesi günü yaşamını yitiren Kıbrıs Türk halkının özgürlük mücadelesi lideri Dr. Fazıl Küçük’ün eşi Süheyla Küçük’e rahmet dileyerek başladı.
Tüm dünyada olduğu gibi ülkede de turizm sektöründe COVID 19 salgını dolayısıyla gelir kaybı yaşandığını ve bu gelir kaybının ülkede yüzde 60 oranında olacağının tahmin edildiğini dile getiren Toros, virüsün yayılma riskine karşı alınan tedbirlerin aşama aşama kaldırıldığını ancak sağlık altyapısının buna paralel olarak iyileştirilemediğini belirtti.
Toros, turizm için alternatif stratejik politikalara ihtiyaç duyulduğunu söyledi.
Turizmde dışa kapalı olarak sadece iç talebe yönelik çalışmanın otellerin rantable açılması için yeterli olmayacağını dile getiren Toros, otellerin sadece yüzde 10’unun yeniden açıldığına işaret etti.
Toros, hükümetin turizme yönelik acilen etkin politika üretip, yürürlüğe koyması, risk fırsat analizi yapması ve yeni politikalar belirlemesi gerektiğini ifade etti.
Turistlerin COVID 19 giderlerinin devlet tarafından karşılanması gerektiğini söyleyen Toros, salgından daha az etkilenen ülkelerin turizminin daha hızlı toparlanma sürecine gireceğini belirtti.
Toros, 2020 yılında bisiklet, yelken, yürüyüş gibi açık alanlarda yapılabilecek etkinliklere talebin artacağını, kitle turizminden farklı olarak, yerel kültürün öne çıkarılacağı turizm türlerinin gündeme gelmesi gerektiğini kaydetti.
Toros, oteller ve seyahat acentelerine yönelik destek paketlerinin kira, elektrik katkısı, kredi taksitlerinin ötelenmesi, personel yatırımlarına yönelik destek gibi önlemler içermesi ve hayata geçirilmesi gerektiğini belirtti.
Türkiye’den Ercan’a uçak sayısının ve uçuş yapılan şehirlerin artırılması gerektiğini, bilet fiyatlarının kontrol edilmesi gibi önlemlerin Türkiye’den gelecek talebi artırabileceğini söyleyen Toros, aynı şekilde Avrupa ülkelerine yönelik önlemler alınması gerektiğini kaydetti.
Avrupa Çevre Ajansı’nın deniz suyu kalitesini ölçerek Yıkanma Suyu Haritası yayımladığını, bu yıl da Kıbrıs’ın en iyiler arasına girdiğini kaydeden Toros, Kuzey Kıbrıs sahillerinin bu ölçümlere dahil edilmediğine işaret ederek, bu çalışmaya Kuzey sahillerinin de dahil edilmesi yönündeki çabaların ilerletilmesi gerektiğini belirtti.
(BRT/TAK)