ÜZÜNTÜDEN FAZLASI:
Sayın Onur Borman son yazısında “En az ihtiyacı olanların yeterince birikimlerinin olması gerektiği halde, bu durumu bile lehlerine çevirmek gayreti ne kadar üzücü. Bu mevcut koşullarda yardım etmesi gerekenlerin en çok talepkar olduğunu gözlemlemek ise bu tehlikeli salgın hastalığın dünyayı sardığı ve arafta olunan bir zamanda halâ bazıları için maddi değerlerin öncelik aldığını görerek üzülüyoruz” diyor. Üzüntüden fazlası Sayın Borman, artık bu durumu destekleyen politikaları siyasetten silmeye karar vermemiz gerek…
SİYASİ GÖZLÜKLERİ ÇIKARABİLSEK:
CTP Genel Başkanı Tufan Erhürman “Önemli olan eskisi gibi olmaması değil, eskisinden daha doğru, daha adil, akla ve vicdana daha uygun olması çünkü. Bu fırtına dindiğinde, birilerinin yine eskisi gibi, hatta belki eskisinden de daha kötü bir düzeni inşa etmesine fırsat vermemektir önemli olan” diyor. Acaba o noktaya geldik mi Sayın Erhürman? Ben şüpheliyim. Hala siyasetin dar kalıplarında direnen kitlelere sosyal adaleti, hukukun üstünlüğünü, dahası “çaresiz olmadığımızı” nasıl anlatacağız?
ONUN DA İÇİNE EDECEKLER:
İlk virüs vakasının üzerinden neredeyse bir ay geçti. Alınan önlemler nedeniyle kapatılan işyerleri, işsiz ve aşsız kalan binlerce insan. Ve bu insanlar için en süratle organize olan, hükümetin katkı paylarından yüzde 25 kesinti yaptığı belediyelerimiz oldu. Bunu vatandaşlar ve bazı örgütler takip etti. Hükümet bir ay sonra uyandı, gıda yardımlarının Başbakanlık tarafından koordine edileceğini açıkladı.. Sonunda güzel giden bir işin de içine edecekler. İşleri güçleri popülizm…
NEDEN YAPMIYOR:
Bu zor dönemde eleştirilerin odak noktasındaki isim hiç kuşkusuz Sağlık Bakanı Ali Pilli oldu. Çoğu zaman yaptığı açıklamalara toplum güvenmiyor. Hoş öyle pek ortalarda göründüğü de yok ya. Bence yapması gereken, tıpkı Türkiye’de olduğu gibi her akşam belli bir saatte krizle ilgili topluma bilgi vermesi ve gelen soruları cevaplaması olmalıdır. Çıksın ekranlara ve olumlu, olumsuz günün gelişmelerini vatandaşlarla paylaşsın. Yoksa bu eleştiriler ve güvensizlik sürüp gidecek…
FENA OLMAZ:
Zor şartlarda çalışan ama geliri neredeyse sıfırlanan basın sektörünün sesini duymayan ve bu konuda adım atmayan hükümet bu tavrıyla sadece küçük esnafı değil, basın sektörünü de bitirmeyi amaçlıyor herhalde. Güney Kıbrıs’ta hükümetin medyaya yüzde 60 maaş desteği ve 700 bin euroluk katkı yapmaya hazırlandığı bu dönemde bizdekilerin bu tavrı, “bunu fırsat bilip onları da aradan çıkarsak fena olmaz” demek değil de nedir …
72 MİLYON:
Güvensizlik o boyuta vardı ki, insanlar Türkiye’den geldiği açıklanan 72 milyonun nereye harcandığını öğrenmek istiyor. Başbakan bir konuşmasında “o para bitti” dedi de, nereye harcandı da bitti anlayamadık. Ama bilmeye hakkımız var. Avans mıydı, önceden mi harcanmıştı, devlet sırrı değilse bilelim…