Hem öğrenciler iş hayatına hazırlanıyor hem de sanayiye kalifiye eleman yetiştiriliyor.
Yükseköğretim Kurulunun (YÖK) hazırladığı Yükseköğretimden Endüstriye Nitelikli İnsan Gücü Projesi, sanayinin ihtiyaç duyduğu niteliklere sahip insanların yetiştirilmesini amaçlıyor. Projenin diğer hedefleri ise şunlar:
“Organize sanayi bölgelerinde meslek yüksekokullarının kurulması, öğrencilerin meslekleri ile ilgili eğitimi sanayi ortamında almalarının desteklenmesi ve teşvik edilmesi, fen ve mühendislik bilimlerinde lisans düzeyinde eğitim gören öğrencilerin alanları ile ilgili kuruluşlarda bir dönem uygulamalı eğitim yapmalarının desteklenmesi ve teşvik edilmesi.”
Bölümlerine göre seçilen işletmelerde tam zamanlı eğitim görüyorlar
YÖK, organize sanayi bölgesi içerisinde kurulan 9 meslek yüksekokuluna sanayi eğitimi için 9 milyon 833 bin lira destek verdi. Bu okullardan biri de Gazi Üniversitesi Teknik Bilimler Meslek Yüksekokulu.
Okuldaki 9 programda 2 bin öğrenci eğitim alıyor. 4 dönem ders gören öğrenciler, bu dönemlerin birinde “iş yeri eğitimi” alıyor. Öğrenciler 2. sınıfa geçtiklerinde, bölümlerine göre çeşitli işletmelerde tam zamanlı eğitim görüyor. Okulda teorik ve uygulamalı eğitimler veriliyor. Bu eğitimler de işletmelerde öğrenilen bilgilerle pekiştiriliyor.
YÖK’ün desteklediği iş yeri eğitimi modeli sayesinde öğrenciler, okulda göremedikleri ekipmanları görmüş, iş hayatını tanımış, belli bir disiplin edinmiş olarak mezun oluyor. Bu süreçte iş hayatını tanıyan öğrencilerin iş yeri eğitimi aldıkları firmalarda işe girme oranı da yüksek.
“Sanayi bizim laboratuvarımız”
Gazi Üniversitesi Teknik Bilimler Meslek Yüksekokulu Öğretim Görevlisi Dr. Cemil Ocak, uygulamanın başından beri YÖK desteği aldıklarını söyleyerek, bunun artılarını şöyle anlatıyor:
“Biz bu vesileyle gerçek anlamda normal şartlarda alamayacağımız ekipmanları alıyoruz. Sanayi ile aramızda olan nitelik makasını olabildiğince kapatmamıza imkan sağlıyor. Yeni ekipmanlar, yazılımlar, eğitim setleri, deney setleri alarak okulumuzu çok daha güçlü kıldık. YÖK’ün buraya olan bakış açısı gerçekten çok önemli. Sağladığı destekler de bizim altyapımızı güçlendiriyor. Bu sene desteklerden yararlandığımız 2. sene. Ciddi anlamda donamımız aktiviteler arttı.”
Sanayinin gerçekten çok hızlı ilerlediğinden bahseden Ocak, “Sanayi bizim laboratuvarımız. İşletme orada çalıştırmak istediği personeli yetiştirmiş oluyor. Bizim açımızdan da faydası şu, öğrencimiz mezun olduğunda gerçekten kalifiye, işin niteliklerine hakim bir şekilde mezun oluyor. İstihdam oranı oldukça yüksek bir okul” diyor.
İş yerinde nasıl iletişim kurulacağını da öğreniyorlar
Sılanur Yüksel ve Hakan Cica, İş yeri eğitiminden faydalanan öğrencilerden ikisi. Sılanur, Kimya Teknolojisi 2. sınıf öğrencisi. MİTAŞ Galvaniz Sanayi ve Ticaret AŞ’de iş yeri eğitimi alıyor.
Okulla birlikte işi öğrendiğini söyleyen Sılanur Yüksel, bu süreçte iş hayatına atılmış ve işi öğrenmiş olduğunu belirtiyor.
“En basitinden sabah erken uyanmayı, insanlarla iş yerinde nasıl iletişim kurulacağını görmüş oluyoruz. Disipline daha çok adapte oluyoruz. Mezun olduktan sonra oranın işini bildiğimiz için bizi çağırabiliyorlar. Bir teklif oluyor bizim için, iş arama stresi olmuyor. Okul bitmeden işe başlama gibi bir durumumuz söz konusu oluyor.”
Sılanur’un eğitim sürecinde onunla ilgilenen Kimya Teknikeri Yasemin Güneş, yaptıkları analizlerin aynılarını Sıla’ya da yaptırdıklarını anlatarak, “Burada iş yeri eğitimi alan öğrencilerimiz çok şey öğreniyor. İşe hazırlama konusunda da destek oluyoruz. Başka firmaya gittiğinde de destek oluyoruz. Memnun kaldığımız öğrencilerin özgeçmişleri duruyor, açığımıza göre çağırıyoruz” diyor.
“Öğrenci, sanayi ve işveren arasında güzel bir bağ kuruluyor”
Mekatronik Bölümü 2. sınıf öğrencisi olan Hakan Cica ise, iş yeri eğitiminin kendisi için büyük bir avantaj olduğunu vurguluyor. Teknik Grup Savunma Havacılık firmasında eğitimini gören Hakan, şunları söylüyor:
“Sanayi ortamına girmek, farklı makineleri öğrenmek bana çok şey katıyor. CLC makinelerini kullanmayı öğreniyorum. Bu öğrendiklerim ve bilgi birikimim iş hayatında bana avantaj sağlayacak. Çeşitli firmalardan gelen parçaları CLC tezgahında üretiyoruz.”
Firmanın üretim müdürlüğünü yapan Nedim Soğancı da meslek lisesi mezunu ve bu liselerin öneminin farkında olduklarını anlatıyor.
“Hakan ve eğitim programıyla gelen diğer arkadaşlarımız burada eğitimlerini tamamladıktan sonra iş hayatına atılıyor. Bu eğitim programıyla birlikte öğrenci, sanayi ve işveren arasında güzel bir bağ kuruluyor. Bu köprü sayesinde öğrencilerimiz sanayi ortamına çok daha hızlı adapte olabiliyor. Bu eğitim programı sayesinde burada eğitimini tamamlayan arkadaşlar, bizlerin ve kendilerinin öngörüsü doğrultusunda burada iş hayatına devam edebiliyor.”
Projenin detayları
Ülkelerin kalkınmasında ve istihdamın artmasında imalat sektörü önemli rol alıyor. Bu nedenle endüstriye nitelikli insan gücü yetiştirmek ve Türkiye’nin nitelikli elemana ihtiyaç duyduğu imalat sektörü ve lojistik alanlarına yönelik belirlenen mesleklerle ilgili 16 ön lisans programına 2018-2019 eğitim ve öğretim yılı için destek ve teşvik verildi. Programlar ise şunlar:
“Alternatif Enerji Kaynakları Teknolojisi, Biyomedikal Cihaz Teknolojisi, Elektrik Elektronik Teknolojisi, Endüstri Ürünleri Tasarımı, Endüstriyel Kalıpçılık, Gıda Teknolojisi, İklimlendirme ve Soğutma Teknolojisi, Kaynak Teknolojisi, Kimya Teknolojisi, Lojistik, Makine, Mekatronik, Otomotiv Teknolojisi, Polimer Teknolojisi, Tekstil Teknolojisi.”
Bu programlarda öğrenim gören toplam 2 bin 202 öğrencinin mesleki becerilerini ileri düzeye çıkarmak amacıyla, genel okul bütçesinin dışında öğrenci başına ortalama 4 bin 500 lira eğitim desteği verildi.
Bu kapsamda, 2019 yılının ocak ayında, Bolu, Adana, Eskişehir, Elazığ, Ankara, Gaziantep ve Samsun illerindeki organize sanayi bölgesi içinde kurulmuş olan 8 üniversitenin 9 meslek yüksekokuluna sanayi eğitimi için toplam 9 milyon 833 bin lira ek parasal destek sağlandı.