Gazeteciler Birliği, Basın-Sen ve DEV-İŞ’in ortak açıklamasında hükümet ağır bir dille eleştirildi.
İşte o açıklama:
Medya 7 gün 24 saat topluma hizmet veriyor. Biz “kamusal görev” diyoruz.
Peki gazeteciler nasıl gelir elde edecek?
Medyanın tüm gelir kaynakları ortadan kalkmış, reklama erişim şansları sıfırlanmış, nefes boruları kapatılmışken.
Özel sektörde görev yapan, topluma en fazla ihtiyaç duyduğu dönemde verileri aktaran gazeteciler ne yapacak?
“İstihdam Politikaları Düzenleme ve Yürütme Kurulu”nun hazırladığı ya da Bakanlar Kurulu’nun şekillendirdiği tüzüğe göre özel medya “destek dışı” bırakılmış.
Bakanlar kurul, kurul bakanları işaret ediyor. Ayıp.
Peki bu hükümet gazeteciliğin canına neden kastediyor?
İlk günden itibaren “kendi medyasını” oluşturmak adına özel ilişkilere yönelen kimleri özgür gazeteciliği susturacağını mı sanıyor?
Yanılıyorlar!
Kıbrıs Cumhuriyeti hükümeti, güneyde, medyaya yönelik 700 bin euro destek açıkladı.
“KKTC BAKANLAR KURULU” önce 1.500, sonra 750 TL maaş desteğini dahi çok gördü.
Basın için “teşvik sürecek” gibi bir aldatmaca ile kamuoyunu kandırmaya çalışıyorlar.
Maaş ödeyemeyen gazete, radyo ve televizyonlar için “ödeyemediği sosyal yatırımlarının iadesi” için teşvik öneriliyor.
“Herkese eşit maaş” duygusallığı üzerinden propaganda yapanlara bir sözümüz var.
Kesintili bir bakan maaşının 6’da 1’ini dahi gazetecilere destek olarak vermek istemiyorsunuz.
Bu gazetecilerin yüzüne hep utançla bakacaksınız.
Size, bu ülkede gazeteciliği bitirme keyfini tattırmayacağız.
Bilmenizi isteriz ki SUSMAYACAĞIZ.