Cumhuriyet Meclisi Genel Kurulu güncel konuşmalarla devam ediyor.
İlk sırada CTP Milletvekili Erkut Şahali, yabancı yatırımcı ve Lapta Marina Projesi örneği hakkında güncel konuşma yaptı.
Usul hakkında yapılan konuşmalara değinen Şahali, usul hakkındaki konuşmaların usulsüzlükle ilgili olduğu için konuşmaların böyle yapıldığını söyledi.
4 gündür bir “garabet” yaşandığını ifade eden Şahali, Pazar günü gündeme gelen olay sonrası yapılan konuşmaların konuyu daha da karmaşık hale getirdiğini kaydetti.
Şahali, “bu rezillikten 41. Ersin Tatar hükümeti sorumlu” diyerek, yapılan konuşmaların yalan içerdiğini savundu.
Sunulan belgelerin de şaibe içerdiğini ileri süren Şahali, ortaya konulan belgelere de inanmadıklarını, bu insanların konakladıkları otelin karantina oteli olup olmadığını sordu.
Maliye Bakanı Olgun Amcaoğlu’nun söz konusu otelin karantina oteli olmadığı yönünde açıklamaları olduğunu ifade eden Şahali, bu konuda bilgi istedi.
Şahali, siyasi hesaplaşmaların kamu kaynakları tüketilerek yapılmaması gerektiğini vurgulayarak, yabancı yatırımcının iş yapabilirliğinin kolaylaştırmak gerektiğini söyledi.
Sadece yabancı yatırımcılar için değil, herkesin iş yapabilirliği için çalışmak gerektiğini vurgulayan Şahali, bakanların halkın kürsüsünde sayısız yalan söylediklerini ileri sürdü.
Devlet yönetmenin gayrı ciddi tutumlarla başarılabilecek bir iş olmadığını söyleyen Şahali, Lapta Belediyesi’nin uhdesinde olan bir projeye neden devletin karıştığını sordu.
“Devlete Lapta Belediyesi’nin ihalesinde yer olmadığını” vurgulayan Şahali, ihaleyi kazanamamış bir şirketin “rehberi” konumunda hükümetin kendini neden ortaya attığını öğrenmek istediğini söyledi.
Hükümetin Başbakanının ilgili bakanlarını arayıp sorgulayabileceğini, bu konuda verdiği bilgiyi tutarlı hale getirebileceğini ancak yapmadığını söyleyen Şahali, bu kişilerin bilgilerinin kamuoyuna neden ve nasıl sızdırıldığını sordu.
Devlet ciddiyeti ile bağdaşmayan ne varsa yapıldığı için bu kişilerin kimlik bilgilerinin açığa çıktığını ileri süren Şahali, dün gece yapılan akaryakıt zammını da eleştirdi.
Benzinin litresinin 5.40 olduğunu, ancak brent petrol fiyatının 280 TL olduğu bir dönemde akaryakıt zammı yapıldığını ifade eden Şahali, hükümetin tutumunun ise “kaşıkla verip, kürekle almak” olduğunu söyledi.
Turizm ve Çevre Bakanı Ünal Üstel de, bu ülkede Turizm ve Çevre Bakanlığı’nın yatırımların geçtiği bir bakanlık olduğunu söyleyerek, covit-19’dan dolayı ekonomide ne kadar büyük sıkıntılar yaşandığına işaret etti.
Üstel, ülkenin önünü açmak için kendilerine gelen talepleri değerlendirdikleri, Lapta Belediyesi’nin ihalesi konusunda hiçbir zaman yalan söylemediğini, alnın açık olduğunu ve hesap veremeyeceği bir durum olmadığını vurguladı.
Kurumsal bir kurum bir şey istediğinde, yasal bir zeminde bunu yapmak için çalıştığını söyleyen Bakan Üstel, hükümetin açılımları yaparken kurumsal bir yapıdan kendilerinden Lapta’yla ilgili büyük bir yatırımın ülkeye gelmesi için talepte bulunduğunu ve kendilerinin de bunun aciliyetini araştırdıklarını anlattı.
İlgili şirketin, dünyanın her tarafında 10 bin yataklı otelleri olan bir şirket olduğunu ifade eden Üstel, ilgili şirket için yasal izinlerin gerekli yerler tarafından alındığını, yatırımın turizm olduğunu, dolayısıyla konunun bakanlığı ilgilendirdiğini söyledi.
İhaleye iki şirketin katıldığını anımsatarak, süreç hakkında bilgi veren Üstel, Bakanlar Kurulu sözleşmesini imzalamadığı için, birinci şirketin ihaleden çekildiğini bildirdiğini, feragatın geldiğini, ancak bir süresi olduğunu ve covit’den dolayı süreçte aksamalar yaşandığını kaydetti.
İkinci şirketin ise, 26 Haziran’da süre dolduğu için teminatı yatırdığını belirten Bakan Üstel, konu ile ilgili belgeleri Meclis Başkanlığı’na sundu.
Konuyu Bakanlar Kurulu’na getirdiğini, uçağın inmesi ve bürokratik işlemlerin yapılmasından sorumlu bakanlığın ise Turizm Bakanlığı olmadığını vurgulayan Üstel, buraya turistik bir gezi için gelinmediğini, Lapta Belediyesi’nin ise ayrı telden çaldığını kaydetti.
Konun araştırılması hakkında hiçbir sıkıntısı olmadığını söyleyen Üstel, bu insanlarla hiçbir görüşmesi olmadığını söyledi.
İlgili şirkete 26 Haziran’da ihale geçeceği için, şirketin yerinde inceleme yapabilmesi amacıyla kendisine gelen talebi değerlendirdiğini belirten Üstel, İhalelerle ilgili yasal düzenlemelere göre, ihaleden feragat etse bile yasal bir süreci olduğunu belirtti.
Doğuş Derya yerinden söz alarak, Meclis’te hükümetten sadece bir milletvekili, bir bakan bulunmasını eleştirerek, Meclis Başkan Yardımcısı Zorlu Töre’ye, boş koltuklara mı konuşma yapacaklarını sordu.
CTP Milletvekili Erkut Şahali yeniden söz alarak, Ünal Üstel’i tüm Bakanlar Kurulu kadar sorumlu tuttularını söyleyerek, bu olayı kişiselleştirmemek gerektiğini, bu olaydan tüm hükümetin sorumlu olduğunu vurguladı.
Sorulan hiçbir soruya Üstel’in cevap veremediğini söyleyen Şahali, feragat belgesinin doğru olmadığını ileri sürdü.
İhaleyi kazanan işletmenin feragatini yapma pahasına feragat ederse, verdiği teminat parasını kaybetmeyi de göze alacağını söyleyen Şahali, bir şirket feragat ettiyse neden teminat uzatması yapıldığını, eğer bir feragat yapıldıysa bunun belediye meclisine sunulması gerektiğini vurguladı.
Şahali, “Hükümet olarak top yekün çuvalladınız” dedi.
Şahali, Belediye Meclis üyelerinin verdiği söylenen belgenin üzerinde resmi kaydının bulunması gerektiğini bilmesi gerektiğini , muteber bir evrak olup olmadığının, işlenip işlenmediğinin araştırılması gerektiğini söyleyerek, Bakan Üstel’in bunu bilmesi gerektiğini kaydetti.
Meclis Başkan Vekili Zorlu Töre’nin Bakan Üstel’e yeniden söz vermesi üzerine, genel kurulda sıra bekleyen milletvekilleri olduğu belirtilerek tepki gösterilince, sözlü tartışma yaşandı.
Ardından söz alan CTP Milletvekili Sıla Usar İncirli, Covid dışındaki hastaların durumu konusunda yaptığı konuşmada, ülkede hala pandemi hastanesi yapılmamasını eleştirdi.
İncirli, hükümetin insanlardan olmuş hadiseleri, olmamış gibi kabul etmeye ve hiçbir şey yokmuş gibi davranmaya zorladığını savunarak, sorularına cevap vermeyecek kimsenin olmayışını eleştirdi.
Bir sorunu çözmek istiyorsanız, sorunlarla yüzleşmek gerektiğini vurgulayan İncirli, “hükümette yaşanan krizin de yok sayıldığını” söyledi.
İncirli, “insanların sorunlarına ve muhalefetin sorularına cevap veremeyen bir hükümetle karşı karşıya kalındığını, halkın böyle bir hükümeti hak etmediğini” vurguladı.
İnsanların sağlığını tehlikeye atan uygulamaların karşılarında durduğunu ifade eden İncirli, sağlık siteminin güçlendirilmesi gerektiğini her zaman söylediklerini, “covid sürecinde, covid dışındaki hastaların sağlık haklarının ellerinden alındığını” kaydetti.
1 Temmuz’dan sonra ne olacağını, bir ikinci dalga halinde Lefkoşa Devlet Hastanesi’nin yeniden boşaltılacağını düşünenlerin bir yanılgı içinde olduklarını ifade eden İncirli, hiçbir ekonomi sağlıkla ilgili hazırlıklar yapılmadan tıkırına girmez, ekonomik sorunlar çözülemez” dedi.
Sağlık kilittir, onunla ilgili yapılması gerekenler yapılmazsa ekonominin yoluna giremeyeceğini belirten İncirli, yeni vakaların mutlaka sınırlı tutulması gerektiğini, yoksa bundan sonra yaşananların çok ciddi sıkıntıları beraberinde getireceğini kaydetti.
Covid olmayan hastalarla ilgili denge sağlanması halinde sağlıkta çok büyük sıkıntılar yaşanacağını anlatan İncirli, pandemi hastanesi yerine başka hastaların hizmet alacağı yatakların alınmasını da eleştirdi.
Kapıların açılmasıyla ilgili yaşanabileceklere de değinen İncirli, bundan sonraki süreçte bir kategori çalışması yapılacaksa, bunun rakamlara göre yapılması gerektiğini vurguladı.
Ülkede epidemiyolojik verilerin olmamasını da eleştiren İncirli, “sınırları açacaksak yeterli PCR kitine de sahip olunması gerekir” dedi.
İncirli, hükümetten beklentilerini, hem covid, hem covid dışı hastalara yeterli sağlık hizmetlerinin verilmesi olduğunu belirtti.
Sağlık Bakanı Ali Pilli de, sağlıktaki eksiklikleri göreve geldikleri günden bu yana farkında olduklarını belirterek, yaşanan kritik günlerin sağlık altyapıları gelişmezse ekonominin de ileriye gitmeyeceğini gösterdiğini kaydetti.
Ülke gelir ve ekonomisinin eğitim ve turizm olduğunu ancak gelecek turistlerin ve öğrencilerin ülkenin sağlık altyapısına bakacağını söyleyen Bakan Pilli, göreve geldikleri günden bu yana bunun için çalıştıklarını söyledi.
Ülkede bürokrasinin çok yavaş ilerlediğini söyleyen Pilli, Girne Amerikan Üniversitesi konusunda çalışmaların devam ettiğini, pandemi hastanesinin bu güne kadar yapılmadığını, ancak bu konuda gerekli atılımların yapıldığını ve hastanesinin en kısa zamanda gerçekleştirileceğini belirtti.
Covid döneminde diğer hastaların dışlandığı yönündeki eleştirileri yanıtlayan Pilli, Hastanenin zaten yangın sebebiyle 10 Mart’tan sonra çalışmadığını anlattı.
Şu anda hastaların hizmet almaya başladığını anlatan Bakan Pilli, bu süreçte izledikleri yöntemlerin doğru olduğunu kaydetti.
Epidemiyolojik rapor konusunda çalışmaların devam ettiğini, yapılan testlerin yeterli olduğunu anlatan Bakan Pilli, 10 tane genetik moleküler uzmanı ve 40 tane hemşire alınacağını, bu sayede testlerin daha fazla yapılabileceğini söyledi.
Test konusunda herhangi bir sıkıntı olmadığını, 450-500PCR yapabilecek kapasiteye ulaşmaya çalıştıklarını belirten Pilli, Güzelyurt hastanesi konusunda çalışmaların devam ettiğini belirtti.
Cengiz Topel’in hemen hemen tüm sorunlarını çözdüklerini aktaran Bakan Pilli, hastanede önümüzdeki 10 gün boyunca eksik bir şey kalmayacağını aktardı.
İlk kez Aralık 2019’da pandemi hastanesinden söz edildiğini, o günlerde bir proje çalışması yaptırdıklarını ve Bakanlar Kurulu’na götürüldüğünü ancak o dönem prosedür itibarı ile kabul edilmediğini belirten Bakan Pilli, ancak daha sonra projenin geliştirilmesiyle, bir proje çıktığını ve bunu yine Bakanlar Kurulu’na götürdüklerini anlattı.
Bürokrasi konusunda yaşanan sıkıntılara değinen ve Planlama İnşaat Dairesi’nde karşı karşıya kaldıkları sıkıntıları anlatan Bakan Pilli, bundan sonra ülkenin pandemi hastanesine ihtiyacı olduğunu herkese kabul ettirdiklerini belirtti.
Pandemi hastanesinin hala tamamlanmasının sıkıntısını kendisinin de yaşadığını belirten Bakan Pilli, yatak sayısı hakkında bilgi vererek 200’e yakın yatak bulunduğunu söyledi.
Solunum cihazlarının 130’a yükseldiğini, çok büyük sıkıntı olacağını düşünmediğini belirten Bakan Pilli, kitleri 12.5 dolardan aldıklarını, kit sayısını arttırdıklarını belirtti.
Rum tarafında çalışan işçilerin başvurularının alındığını, düne kadar 600 kişinin başvurduğunu, Cuma gününden başlayıp 3 gün içinde işçilerin testlerinin bitirileceğini, Pazartesi günü tamamlanacağını belirten Bakan Pilli, Pile’de yaşayanlar için ise bazı sıkıntılar olduğunu, çözmeye çalıştıklarını kaydetti.
Bakan Pilli, İngiliz polisi işin içinde olduğu için gecikme olduğunu, konu hakkında yarın bir basın açıklaması yapacağını ifade etti.
Bakan Pilli sorulan bir soru üzerine, bir üniversiteden borca karşılık alınan hastane karkasıyla ilgili, hastanenin her yönüyle donanımlı bir yapıya sahip olacağını söyledi, konunun mali boyutuna Maliye Bakanı Amcaoğlu’nun yanıt vereceğini belirtti.
Sağlık personel eksikliği olup olmadığı sorusu üzerine Bakan Pilli, personel eksikliği olduğunu ancak olası bir pandemide sorun yaşanmayacağını dile getirdi.
Maliye Bakanı Olgun Amcaoğlu sorulara yanıt vermek üzere kürsüye çıktı. Ülkede yıllarca şahsi faydaların öne çıktığını, bütçe rakamlarının hep yetersiz kaldığını söyleyen Amcaoğlu, Burhan Nalbantoğlu Hastanesi dışında başka bir üçüncü basamak hastanesi olmadığını dile getirdi.
Pandemi döneminde yaşananların ortada olduğunu, dünyadaki pek çok ülkenin pandeminin altından kalkamadığını söyledi.
Bakan Amcaoğlu’nun konuşması sırasında Meclis’te konuşma süreleri hakkında tartışma yaşandı.
Bahsedilen hastane karkasının 18 milyon TL’lik bir protokolle teslim alındığını söyleyen Amcaoğlu, kısa süre içinde süratle ihaleye çıkılacağını söyledi.
Sürecin, Mühendis ve Mimar Odaları Birliği ve ilgili dairelerin yetkililerinin katılımıyla sürdüğünü anlattı.
Bunun üzerine CTP Genel Başkanı Tufan Erhürman, beklenen ikinci dalga sürecine pandemi hastanesi olmaksızın girildiğini söyledi, Bakan Amcaoğlu ise sürecin belirli bir noktaya getirildiğini vurgulayarak “bir, sıfırdan büyüktür” dedi.
CTP Milletvekili Sıla Usar İncirli de, eğer bu sürece pandemi hastanesi olmaksızın girilirse bu süreçten sonra yapılacak pandemi hastanesinin ancak 100 yıl sonra gelecek başka bir pandemi için işe yarar olacağını söyledi.
Bakan Amcaoğlu da, bu süreçte dünyada hayatın durduğunu söyledi ve bu süreçlerin aksamasının doğal olduğunu, buna rağmen ihale süreçlerine devam edildiğini anlattı.
(BRT/TAK)