Milli Mücadele Vakfı Başkanı Aziz Gülbahar, “Güney Kıbrıs’ta dün Avrupa Parlamentosu için yapılan seçimlerde ortaya çıkan sonuçların, Türkiye ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin iki devletli çözüm yönündeki adımlarıyla, politikalarının ne denli haklı ve doğru olduğunu ispat ettiğini” kaydetti.
Gülbahar yazılı açıklamasında, “Kıbrıs Türkü’nün haklarını insanlık dışı bir anlayışla gasp eden Rumların, bu haksızlıklarına göz yuman, onlara destek çıkan Hristiyan Kulübü niteliğindeki Avrupa Parlamentosu için dün yaptıkları seçimde, fanatizme, Yunan milliyetçiliğine prim vererek, Kıbrıs Türkü ile Ada’nın yönetimini egemen eşitlik temelinde paylaşmak istemediklerini ortaya koyduğunu” belirtti.
Gülbahar açıklamasına şöyle devam etti:
“Rum seçim sonuçlarına göre Güney Kıbrıs’ta oyunu en fazla artıran parti, faşist ELAM ile EOKA –B mensuplarının partisi olan Demokratik Seferberlik Partisi, DİSİ oldu. Kendilerini, ‘Türkçe konuşan Kıbrıslı’ olarak tanımlayan üç KKTC vatandaşı ise seçimlerde başarısız oldu; Rum halkı bu adayların hiçbirine seçilmeleri için gereken desteği vermedi.
Tüm reklam uygulamalarına ve propaganda çalışmalarına, KKTC’de faaliyet gösteren bazı siyasilerle, partilerin açık desteklerine rağmen yaklaşık 106 bin civarındaki Rum seçimlerinde oy verme hakkı olduğu iddia edilen Türk seçmenden sadece yaklaşık 6 bini Güney Kıbrıs’a giderek oy verdi. Bu da KKTC’den Güney Kıbrıs’a geçip Avrupa Parlamentosu için oy kullanan Kıbrıs Türkü’nün sayısında oransal olarak geçen seçime göre önemli bir azalma olduğu anlamına gelmektedir.
Ortaya çıkan tablo, Kıbrıs Türkü’nün, Rum kimlik ve pasaportunu alırken bunu bir nebze olsun Rumlar tarafından gasp edilen haklarının telafisi için yaptığı kanaatinde olduğu ama geleceğini ve güvenliğini kendi devleti olan Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde gördüğünü net bir şekilde gözler önüne sermiştir.
Ayrıca, Güney Kıbrıs’taki seçimlerde ortaya çıkan sonuçlar, Türkiye ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin iki Devletli çözüm yönündeki adımlarının ne denli haklı ve doğru olduğunu da ispat etmiştir.
Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ndeki tüm siyasi partiler bunu iyi değerlendirmeli, hala Rumlarla federasyon çatısı altında bir ortaklık yapılabileceğini ileri sürenler halkı ve kendi kendilerini aldatmaya çalışmaktan, hayal kurmaktan vazgeçmelidirler.”