Nalbantoğlu bünyesinde karantina servisi olarak kullanılan Nöroloji Servisi’nin kapasitesi doldu. Bunun üzerine, Sağlık Bakanlığı, karantina servisinin dolmasından dolayı Nalbantoğlu Devlet Hastanesi’ndeki Üroloji Servisi’nin derhal boşaltılması emrini verdi. Kamu hekimleri ise buna karşı çıktı ve Üroloji Servisi’nin kapatılmasının olmasını dün engelledi. Tıp-İş’in ise, Nalbantoğlu’nun tamamıyla karantina hastanesi yapılması yönünde endişeleri var.
Tıp-İş Başkanı Ahmet Varış yaptığı yazılı açıklamada, pandemi hastanesi için alternatifler varken fiziki yapısı ve hizmet kapasitesinden dolayı Dr Burhan Nalbantoğlu Devlet Hastanesi’nin ülkedeki sağlık sistemi içerisinde ‘alternatifi yoktur’ diyerek halkı devlet hastanelerine sahip çıkmaya davet etti. Yapılan yazılı açıklama şöyle: “Ülkemizde Covid-19 salgınıyla ilgili yeterli hazırlıklar yapılmadan 1 Temmuz 2020 tarihi itibariyle başlayan yeniden açılım sürecinin bir sonucu olarak her geçen gün vaka sayısında artış yaşanmaktadır.
22 Temmuz 2020 çarşamba günü karantina servisinin dolmasından dolayı Üroloji Servisi’nde yatan hastaların sağlık durumları gözetilmeksizin servisin derhal boşaltılması emri Sağlık Bakanlığı’nca verilmiştir.
Bilinmelidir ki pandemi hastanesi için alternatifler varken fiziki yapısı ve hizmet kapasitesinden dolayı Dr Burhan Nalbantoğlu Devlet Hastanesi’nin ülkedeki sağlık sistemi içerisinde alternatifi yoktur.
Bugün yapılan Genişletilmiş Sendika Yönetim Kurulu Toplantısında alınan kararlar doğrultusunda bu ülkenin hekimleri olarak hastalarımızın hayatını riske sokabilecek hiçbir emre uymayacağımızı ve yüzbinlerce hastamızın hizmet aldığı Dr Burhan Nalbantoğlu Devlet Hastanesi’nin tekrar pandemi hastanesine dönüştürülmesine yönelik tüm girişimlere karşı duracağımızı kamuoyuna duyururuz. Ülkemizde yaşayan herkesi halkın hastanelerine sahip çıkmaya çağırıyoruz.”
Kıbrıs Türk Tabipler Birliği (KTTB) Başkanı Dr. Özlem Gürkut da, Burhan Nalbantoğlu Devlet Hastanesi’nde , 22 günde karantina bölümünün dolduğunu duyurdu. Özlem Gürkut, bu konuda yaptığı açıklamada şunları belirtti: “Bir günde 5 pozitif vaka çıkmasından daha kötüsü ne biliyor musunuz?
PCR ile pozitif olduğunu saptayamadığımız ve toplumun içine gönderdiğimiz benzer oranda sağlıklı sandığımız halde virüs taşıyan kişilerin olduğu gerçeği.
Biz ne yapıyoruz peki?
Sınırlarımızdan girenlere test yapıyoruz. Toplumda asemptomatik (sessiz) hasta kişiler varsa bunları saptayıp izole etmeye yönelik bir çalışmamız YOK. Ta ki toplumdan bir hasta yüksek ateş, öksürük, nefes darlığı gibi belirtiler ile hastaneye başvursun, böyle de devam edecek gibiyiz.
22 günde karantina bölümü doldu, ikinci servis açılması noktasına geldik.
Bu ne demek biliyor musunuz?
Önceden üroloji servisinde böbrek hastalığı, idrar torbası ya da prostat hastaşığı nedeni ile tedavi gören hastaların yatakları ve servisi pandemi servisine dahil oluyor. Bu hastalar, onların hekimleri, hemşireleri, servis çalışanları başka servislere sığınacak.
Yani bu kadar zamandan sonra Mart 2020’deki pandemi yönetimi ile ayni sırayı izliyor, ayni adımları atıyoruz. Değişen bir şey yok.
Biz gene tedirginiz ama neyse ki yöneticilerimiz de yakında “endişeli olduklarını” açıklar.
Burhan Nalbantoğlu Devlet Hastanesi bu ülkedeki kamu sağlık hizmetlerinin merkez üssüdür. 605 yataklı bu hastanede, diyaliz ünitesi, kalp, kalp damar cerrahisi servisleri, onkoloji merkezi, yenidoğan yoğun bakım ünitesi gibi başka hiçbir binada sürdürülemeyecek büyüklükte bir kapasite ile özellikli hizmetler verilmektedir. Burayı pandemi merkezine dönüştürmek demek; en başta olduğu gibi COVID dışı hastalarımızın tedavilerinin aksaması demektir.
Ve biz aylardan beridir bu durum yeniden yaşanmasın diye uyardık, konuştuk, anlatmaya çalıştık.
Birisi çıkıp, defalarca açıklandığı halde bir türlü vaatten öteye götürülemeyen pandemi hastanesinin önündeki gerçek engelin ne olduğunu bize açıklamak zorundadır artık!
Niye mi bu fotoğrafı paylaştım?
Siz anladınız sanırım.”