Kıbrıslı Türklerle ilgili toplumsal olayları sosyoloji biliminden yararlanarak değerlendirmede zorlanıyorum. Sanırım beklentim yüksek olduğu için hoşgörülü olamıyorum. Korona günlerinde kısmen izledim bizi. Niye kısmen? çünkü daha fazlasına tahammül edemedim. Birçok şey öğrendim bu dönemde. Ama en çok da hükümete karşı değişik kesimlerden gelen ölçüsüz ve çirkin tepkileri ortaya koyanların ruh halini. Negatif, uyumsuz ve feodal özelliklerinden kurtulamayan ne zaman nerde nasıl davranması gerektiğini bilmeyen bir sürü saldırganı hayretle izledim.
Ben daha iyi bilirim havalarında ve öfkeli bir şekilde tipik saldırganlık özelliklerini sergilediler.
Çok açık yüreklilikle itiraf etmeliyim ki bu yazı da ayni ruh hali ile kaleme alınmıştır. Ama kanaatimce bir farkla.
40 yıl dan fazladır UBP’ye muhalefim, birçok platformda televizyon dahil şiddetli eleştiriler yaptım ancak ben böyle rezillik görmedim. Bu dönem “birlikte ne yapabiliriz”, “nasıl katkı koyabilirim” ve “toplumun hassas olduğu bu dönemde nasıl davranmalıyım” soruları ile meşgül olacağına, eline mikrofonu alan saldırıyor. Herkes uzman kesilmiş.
Bu noktada yanlış anlaşılmaya mahal vermemek için Tufan Hocayı yapıcı duruşu ve sorumluluk alma talebi nedeniyle bu kapsamın tamamen dışında tuttuğumu belirtmek isterim.
Hükümet her şeyi mükemmel yaptı modunda değilim. Yetersiz yöneticilerin eksikliği de görüldü. Ancak muhtelif eleştirileri dikkate aldı ve genel itibarı ile buraya kadar başarılı oldukları söylenebilir.
Özetle öyle seviyesiz tepkiler ortaya koyanlar oldu ki toplumun bu zor günlerinde yardımcı olmak niyetlerinden ciddi şüphe duymaktayım. Kişisel veya grupsal tepkilerini belli gaylelerle veya geçmiş siyasi tepkilerinden ayrıştıramayanlar toplumsal bilinçten yoksun olduklarını gösterdiler.
Bu noktada, toplumsal varlığımızla ilgili kaygılarımız, bu tür tavırlarla ve dayanışma duygularımızın erozyona uğradığı oranda artmaktadır.
Şimdi bu dönemde, geçmişimizi hatırlatarak daha fazla tahrikkar davranmak istemem. Hiç kimse kusura bakmasın ama buna sessiz kalamazdım.
Tavsiye ettiğim filmler
Patch Adams
Yaşanmış bir hayat hikayesinden alınmıştır. İntihar eğilimli biri olarak girdiği akıl hastanesinde gördüklerinden sonra Hunter ‘Patch’ Adams (Robin Williams), çıktıktan sonra tıp fakültesine öğrenci olarak girer. Okulda başarılı bir öğrenci olmasına karşın, ideallerinden dolayı hocalarından tepki görür. Amacı ‘hayata renk katarak’ mizah yoluyla tedaviye katkıda bulunmaktır.
Hastalara güler yüz çok önemli.
Ben bu dönemde ayni şeyi Kıbrıslı Türkler’den bekliyorum. Lütfen Gülümseyin.
Kopma
“Piyanist” filminin başarılı aktörü Adrien Brody’yi yeniden izlemek keyifli oldu. Öğrencileriyle birebir ilişki kurabilen, fazlasıyla yetenekli bir eğitimci olan Henry Barthes geçici olarak öğretmenlik yapmaktadır. Şimdiye kadar hiç bir okulda arkadaşları ve öğrencileriyle duygusal bağ kuracak kadar kalamaz. Hayatta hala sevgiyi hak eden insanların var olduğunu göstermektedir.