Kararımı verdim. Devlete Hodri Meydan!

Kararımı verdim. Devlete Hodri Meydan!

İçişleri Bakanlığı’na ve Güzelyurt Kaymakamlığı’na duyuruyorum… Devletin yerine getirmediği yasal görevini üstelenerek yaptırdığım köpek barınağını boşaltmıyorum!

Mahkemeye gidin!

Mahkeme, yıkım emri çıkarmadıkça, sokaktan alıp yuva sahibi yaptığım köpecikleri evlerinden atmıyorum!!!                Hadi Hodri Meydan!

Güzelyurt Kaymakamlığı, 30 Ağustos’ta bana bir ihbar yazısı gönderdi. 30 Eylül’e kadar araziyi boşaltmamam halinde, mahkemeye verileceğimi bildirdi. İçişleri Bakanı Ayşegül Baybars da köpeklerin tekrar soķağa atılması taraftarı. Önümüz kış, kimin umrunda.

İlk etapta bayağı bir panik olmuştum. Aramadığım, görüşmediğim makam, siyasi, yetkili kalmadı.

Tümünden aldığım yanıt… Barınak için bana başka bir alanda arazi gösterilebileceği yönünde oldu.

Onlarca köpek karınca mı ki, sizin göstereceğiniz araziye alıp götüreyim?

Böylelerinin, ülkemizi yönetmeye çalıştığına inanamıyorum. Bu kadar mantıktan uzak yetkililer olabilir mi?

Her birine sordum… Peki o göstereceğiniz araziye yeni bir barınağı kim yapacak? Tüm devlet yöneticilerinden aldığım yanıt… “Devletin öyle bir parası yok!”

Peki, ben devlet miyim ki devletin yapamadığını yapmamı bekliyorsunuz?

Devletin parası yoksa benim param nasıl olur?

Öte yandan, YASAYA RAĞMEN, sokaktaki başıboş köpeklere sahip çıkmıyor da, bana yasalardan nasıl söz edebiliyorsunuz?

Neymiş, devlete ait hali araziler izinsiz işgal edilemezmiş!

Ayşegül Baybars öyle diyor. Ederim efendim. Sokaktaki hasta pireli keneli yaralı köpekleri götürebileceğim bir yeriniz yoksa, evet medazori ederim!

Yasaları iyi biliyorsunuz da, başıboş köpeklerle ilgili Hayvan Refahı Yasası’nın çiğnenmesine neden göz yumuyorsunuz? Siz masum hayvanların düşmanı mısınız?

İyi ki yapmışım. Siz kendi rızanızla yasaya rağmen, bu ülkenin başıboş hayvanlarına sahip çıkmıyorsanız, işte böyle sahip çıktıran çıkar, ZORLA!

İyi ki bu barınağı yapıp, hasta, yaralı hayvanları iyileştirip barınakta sıcak ve güvenli yuvaya kavuşturdum.

Ben yaptım. Siz de Mahkemeye gidin!

Bu ülkenin, siz yetkililerin, makam, mevki sahiplerinin gerçek yüzünü, duyarsızlığını, merhametsizliğini iyice gördüm zaten bu süreçte! Herkes de görsün, duysun, bilsin.

Yargının adaletini de görürüz hep birlikte. Mahkeme sürecinde de, her duruşmayı haber yapacağım. Ben yapamazsam başka gazetecilere yaptıracağım.

Duyarlı, merhametli tüm insanlar, bu ülkenin yöneticilerinin merhametsizliğini öğrenecekler.

Artık susmayacağım.

Şahsıma gelen ilk ihbar yazısı olduğu için, ilk etapta paniklemiştim. Şoke oldum, kahroldum. Ama şuanda sükûnet içerisindeyim.

İlk günlerde tüm yetkililer, zavallı devletin bir barınak yapacak parası olmadığını bana söylediklerinde, dedim ki kendilerine, “ben varımı yoğumu köpekler için koskoca bir barınak yaptırmaya harcadım. Şimdi, İçişleri Bakanı Ayşegül Baybars ve Güzelyurt Kaymakamı Savaş Orakçıoğlu öyle istiyor diye, ikinci bir barınak yaptırmaya imkanım yok.”

Daha sonra ihbar süresi yaklaştıkça ve beni tüm siyasi makamlar tek başına çaresiz bıraktıkça, yetkililere bir öneri daha sundum.

Dedim ki… “Elimizde yalnız annemin emekliye ayrılması halinde, bir emekli ikramiyesi olacak. O da, annemin yıllarca çalışıp, alın teri döküp hak ettiği bir paradır. Annem, bu ikramiyesiyle bir arsa satın alıp, emekli maaşının bağlanacağı bankadan da kredi borçlanıp bir ev yaptırmayı düşünüyordu. Anneme devlet konut amaçlı bir arsa versin, annem de arsa satın almayı düşündüğü emekli ikramiyesiyle farklı bir yere yeni bir barınak kurdursun.”

Kaymakam Savaş Orakçıoğlu, bu teklifimi de kabul etmedi. “Sosyal Konut Birimi’ne başvur” dedi. Birimin Müdürü ise “bu yönlendirme saçma olmuş. Hali arazilerden sorumlu makam Kaymakamlıklardır” diyor.

Herhalde köpecikleri sokağa salmaya hevesliler. Minnet duymuyorlar yani devletin yapamadığını bir vatandaşın gönüllü yapmasından.

Daha sonra İçişleri Bakanlığı’na çağrıldım. İçişleri Bakanlığı Genel Koordinatörü, konut amaçlı arsayı bize vermeye hazırdı ki, çare aradığım için mesaj gönderdiğim Kudret Özersay, tam da o günlerde beni yanına çağırdı.

Kudret Özersay konuyla ilgileneceği sözünü verdiği için, o teklifimi bir kenara itip, oturup beklemeye başladım.

Yani İçişleri Bakanlığı Genel Koordinatörü bize, ikinci bir barınak yapmamız karşılığında, konut amaçlı bir arsa vermeyi kabul ettiği halde, ben gidip bu işlemi gerçekleştirmedim.

Kendim gitmedim! Genel Koordinatöre de; “Bakan Kudret bey barınağı görmeye gelecekmiş, benim derdim arsa değil en doğru yolu bulmaktır bu yüzden bekleyelim” dedim ve askıya aldım.                                                             Fakat yeni bir karar aldım. Sırf devletin yasal görevini ikinci bir kez yerine getirebilmek için sunduğum bu teklifimden vazgeçtim!

Yani devletle uzlaşmaktan vazgeçtim.

Tarım Bakanı Dursun Oğuz ise, Güzelyurt Belediye Başkanı Mahmut Özçınar ile bu konuda görüştüğünü ve bu sorunun çözülmesi için çalıştıklarını söyledi.

Umarım Tarım Bakanı da, barınak için boş bir arazi göstermeleri teklifiyle gelmez. Umarım diğer sözde yetkililer gibi, bu köpeklerin karınca olduğunu zannetmez. Ve umarım, barınak için boş araziye değil, bir barınağa ihtiyaç olduğunu idrak edemeyenlerin durumuna düşmez.

Kimseye teşekkür etmiyorum şuanda. “İlgileneceğim” diyerek, ne vaatler verenleri de gördük. İsimlerini verme gereği bile duymuyorum, kendileri beni gördüklerinde zaten utanıyorlar.

Uzun lafın kısası, takaslara, pazarlıklara, “devletin parası yok” masallarına karnımız artık tok!

Devletin parası yoksa Güzelyurt Belediyesi’ne yasayı hatırlatın. Nasıl ki, iyilik yapan, kendini iyiliğe adayan, belediyenin yerine tonlarca para akıtan bana, yasaları hatırlatabiliyorsanız, Belediye Başkanı Mahmut Özçınar’a da yasayı hatırlatın.

Kaldı ki, Mahmut Özçınar her görüşmemizde bu görevin belediyede olmadığını, Tarım Bakanlığı’na bağlı Veteriner Dairesi’nde olduğunu iddia ediyor.

Artık siz kendi aranızda anlaşın!

Meclis’ten geçen Hayvan Refahı Yasası zaten akıllara zarar… Defalarca okuduğum halde, barınak zorunluluğunun hangi makamda olduğu anlayamadım, çünkü öyle bir ibare açıkça yazılmamış.

Ve bizim 50 vekilimiz de, bu yasayı meclisten geçirmişler. Uygulanmaması da cabası.

Şimdi, yasayı uygulamayan bu Belediye, İçişleri Bakanlığı, Tarım Bakanlığı, benim yasalara uymamı mı bekliyor?

Sokakta başıboş köpek olması yerel yönetimler için yasal bir suçtur. Tıpkı, benim hali araziyi işgal edip, sizin yerinize barınak yaptırmam gibi.

Siz görevinizi yerine getirin ki, ben de her gün sokaklardan, Güzelyurt Şehir Merkezi’nden, yerleşim yerlerinden, keneli, pireli, hasta, yaralı köpekler bulduğumda teslim edebileceğim bir barınağınız olsun.

Bunları veterinerlere götürüp iyileştirip sahiplenmek zorunda kalmayayım.
Ha bu arada, köpeklerin evini derhal boşaltmam yönünde Güzelyurt Kaymakamı ile elbirliğiyle karar üreten İçişleri Bakanı Ayşegül Baybars’a sesleniyorum…

İnsan olduğum için yaptığımla gurur duyuyorum. Siyasilere, yetkililere, makam, mevki sahiplerine insanlık dersi veriyorum.

İyiliği, çıkarsız, menfaatsiz, karşılıksız yardımı, insanlığı özendiriyorum, küçüklerime ve de büyüklerime.

Bu hayatın yalnız, makamdan, çıkardan, paradan, başarıdan, egodan ibaret olmadığını gösteriyorum, çevremdekilere.

Beni insanlığımdan asla vazgeçiremeyeceksiniz!

Köpeklerin evini yıkıp, diğer hali arazi işgalcilerinin OY u olduğu için onlara göz yumsanız da; yaptığım insanlığı, merhameti, yüceliği anlamasanız da; o köpekleri geldikleri yere sokağa atsanız da; ben bu insanlığımdan hiç vazgeçmeyeceğim!

Haydi, şimdi elinizden geleni ardınıza koymayın!

Hodri Meydan!

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir